Hemen hemen her sene 1. sınıfta dersim olduğundan, ilk ders saatini genellikle "yeni" arkadaşlara "abi nasihati" şeklinde sohbete ayırırdım. Ama bu sene onlara dersim olmadığından birkaç küçük deneyimi ve farklılığı paylaşmak istedim. Yoksa uzun uzun nasihat etmeyi seven birisi değilim. En güzel deneyim, yaşayarak edinilen keza...
Onlara sadece iki konuda birkaç cümle söyleyeceğim. Birincisi, artık üniversitedeler, yani yüksek öğrenime adım attılar. Bunun, önceki eğitimlerinden en büyük farkı, bir ders için sadece bir ders kitabı takibinin yapılmaması, hatta hiç yapılmaması. Ulaşılabilir tüm kaynaklar, yani Üniversite Kütüphanesi, Bölüm Kitaplığı, İnternet, kişisel kütüphanelerimiz vs. tüm dersler için kullanılabilir. Araştırarak öğrenmeyi ve ezberlememeyi eğer temel ilke edinirlerse kazançlı çıkarlar. Ha bir de önceki senenin sınav sorularına çalışmaktan da kaçınmak gerek.
İkinci konu: ölçme aleti kullanma konusu. Bizim mesleğimizde bir konu var hep tartışılan: Biz alet operatörü yetiştirmiyoruz/istemiyoruz/olmayacağız diye. Doğrudur. Siz alet operatörü olarak eğitilmiyorsunuz, siz mühendis olacaksınız. Ama sizin alet operatörlerinizin nasıl ölçüm yaptığını, nerelerde hata yapabileceğini, nerelerde kaytarabileceğini ancak iyi bir alet operatörü olursanız bilirsiniz. Aksi halde ipleri onun eline verirsiniz. Ancak mezun olunca sadece alet operatörlüğü yaparak para kazanmak öncelikle sizi ilgilendiren ama meslek açısından pek de hoş olmayan bir tercihtir.
Kapım ve tüm bilgim herkese açıktır.
Sağlıcakla kalın, yeniden hayırlı olsun.
Dr. Hüseyin TOPAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder