Nereden çıktı bu eski kitap konusu diyebilirsiniz. Anlatalım. ASPRS'nin Manual of Photogrammetry adında bir kitabı var. Ben bu kitabın 4. baskısı ile tanıştım. İçinde, özellikle dengeleme ile ilgili çok güzel ve açıklayıcı bilgiler vardı. Sonra 5. baskıdan özellikle dönüklük matrisleri ile ilgili bilgiler için yararlandım. Ancak kitap elimizin altında değildi, İstanbul ve Hannover'a gidince bazı bölümlerinin fotokobisini çekiyordum. Hatta bu nedenle küçük bir azar da işittim :) Fazla çekmişim galiba. Kitap çok pahalıydı, kendime bir tane edinememiştim bir türlü. Zira ABD'de satılıyor. Kitabın ederi, kargosu margosu dünya para. Birgün Türkiye'de bir internet sitesinde 2. baskısının satıldığını duydum, aldım. Sonra duydum ki 6. baskısı çıkmış. İTÜ'den hocam Prof. Dr. Filiz Sunar'ın ASPRS etkinliğine katılacağını duyunca kendisinden rica ettim. ASPRS etkinliklerinde kitaplar %50 indirimli satılıyor. Sağolsun benim için aldı, getirdi. Yine İTÜ'den arkadaşım Yrd. Doç. Dr. Filiz Bektaş Balçık da kargolayıverdi. Ve böylece bir çocuğun oyuncağını bekler gibi sevinçle beklediğim kitabım geldi.
Manual of Photogrametry, gerçekten güzel bir kitap. Birkere 1300 sayfa. Her sayfası dolu dolu. Dünyanın farklı yerlerinden biliminsanlarının ortaklaşa yazdıkları, özellikle analitik geometri kısmının geniş tutulduğu, temel pekçok konunun ve yeniliklerin verildiği, temel bir eser. Elimde elbette başka fotogrametri kitapları da var ama bunun gibi değiller kesinlikle.
Şöyle bir algı var maalesef. Fotogrametriyi uzaktan algılamadan ayrı ve eski bir alan olarak görenler var. Oysa uzaktan algılamada konuma bağlı işler yapıyorsanız, temeli fotogrametriye dayanıyor. İkisi de aynı şey aslında. Dolayısıyla böylesi bir kitap sadece hava veya yersel fotogrametri için değil uzaktan algılama veya görüntü işleme için de çok yararlı bir kitap.
Burada benim değinmek istediğim başka bir konu var. Maalesef bilgisayar teknolojilerindeki gelişmeler, temel şeyleri öğrenmemizi olumsuz etkiliyor. Düşünsenize, şu anda doçent olan bir meslektaşım "(Geomatik mühendisliği eğitiminde) sayısal çözümleme dersine ne gerek var?! Zaten bilgisayarlar herşeyi yapıyor." dedi birgün. Şaşakaldım. Bir öğretim üyesi böyle düşünürse varın gerisini siz hayal edin. Evet, bilgisayar teknolojilerini ve programlarını iyi kullanmak gerekebilir. Ama siz temeli vermezseniz, kişi yarın birgün bir sorunla karşılaştığında ya da yazılım "error" verdiğinde kendisi de "error" verecektir. Hadi o zaman çıkın bakalım işin içinden. Ama temeli bilirseniz, sorun ve çözümüğ hakkında da öngörünüz olacaktır. Ve temeli bilmek kadar programlamayı da bilmek gerekir. O zaman mesleğinizi daha zevkle icra edersiniz.
Sözün özü, yıllardır yaptığım tüm çalışmalarımda olayın temelini öğrenme çabası içerisinde oldum. Öğrencilerime de konuları temelden vermeye çalıştım gerekli olduğu kadar. Zira sağlam bir temel olduktan sonra gerisi kolay inşa ediliyor. İnşallah öğrenciliğinde bana kızanlar sonra dua ediyorlardır. Onları hep araştırmaya ve okumaya sevketmeye çalıştım. Ne kadar başarılı oldum işte onu bilmiyorum.
Sağlıcakla kalın efendim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder