Müzeyyen Senar'ı kaybettik. Allah rahmet eylesin. Sevenlerinin ve ailesinin başı sağ olsun. Benim de severek dinlediğim müstesna bir kişiydi.
NTV, Müzeyyen Senar için bir belgesel hazırlamış. Dileyenler http://www.ntv.com.tr/video/sanat/muzeyyen-senarin-anisina,OSopfdbopkWuYki6dX7cMg'den izleyebilir. Bu belgeseli dinlerken (dinlerken diyorum çünkü hem çalışıyor hem de dinliyorum bilgisayarımda, izlemeye vakit yok maalesef), onun hayatından bazı dersler alabileceğimizi fark ettim. Birisi şu: Müzeyyen Senar’ın bir şarkıyı öğrenmesi için bir defa duyması yeterli
olmuştur. Nitekim dönemin en ünlü saz ustası olan Şerif İçli “Müzeyyen
papağan gibidir,” deyince Şükrü Tunar ve Selahattin Pınar itiraz eder ve
“Papağan duyduğunu aynen tekrarlar, ama Müzeyyen Senar duyduğu şarkıya
ruhunu katar,” derler. Bundan sonra papağan lafı bir daha ağza alınmaz (Kaynak için buraya tıklayınız). Bizim de mesleğimizde papağanlar yok mu? Bir gördüğü mesleki olayı, bir yazılımda bir iki tıklamayı, bir ölçme cihazıyla veri elde etmeyi mesleğin merkezine koyan, bir anda kendisini "mühendis" sanıveren mühendisciklerimiz, hatta akademisyenciklerimiz yok mu? Konunun temelini merak etmeyen, her "yeni" sandığı teknolojik gelişmeye yamanıp "bilimcilik" oynayanlarımız yok mu?
İkincisi ise Zeki Müren ve diğer ünlü ve değerli sanatçının elinden tutması, onlara destek vermesi. Düşünsenize, kendinize bir rakip yaratıyorsunuz görünürde. Sizin tahtınızı sarsabilir, sizi gömebilir. Ama kim böyle düşünür, kendisinden emin olmayan, bencil insanlar. Oysa o, bu tür düşüncelerden uzak, onurlu bir insan olarak destek veriyor insanlara. Kendisi Diva'dır, ve Sanat Güneş'lerinin doğmasına vesile olur, gocunmaz. Bizim "ileri düşünceli, aydın" olması gereken bazı akademisyenlerimiz ve büyüklerimiz acaba utanıp Senar'ı örnek alabilirler mi? Hiç sanmam.
Nur içinde yat Müzeyyen Senar. Bize çok şey öğrettin, anlayana, anlamak isteyene...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder