30 Eylül 2012 Pazar

UZAL-CBS 2012'ye son 15 gün



UZAL-CBS'ye sadece ~15 gün kaldı. 16 Ekim'de, iki yıldır hazırlandığımız bu önemli etkinliğini başlatacağız artık.

2006 yılında ilki İstanbul Teknik Üniversitesinde gerçekleştirilen ve sözlü bir sunum yaptığım UZAL-CBS serisinin 4.sünü Zonguldak'ta gerçekleştireceğimizi tahmin bile edemezdim o zamanlarda. Nasip!

Özellikle 13 Mayıs 2011 tarihinde Zonguldak'ta, UZAL-CBS'nin fikir babası ve daimi eş-başkanı Prof. Dr. Derya MAKTAV'ın da katılımıyla ve Bölümümüzün tüm öğretim elemanlarının davetli olduğu ilk toplantıyı düzenleyerek aktif çalışmalara başlamıştık. O tarihten sonra İstanbul'da iki, Zonguldak'ta ise pekçok toplantı yapıldı. Pekçok özel sektör temsilcisi ile temasa geçildi ve destekler alındı. Olabilecek heryere afişler gönderildi, duyurular yapıldı. Tüm bunların sonucu, 134 bildiri kabul edildi ve bunlardan 132'si sunuma uygun bulundu. Kamu kurumları ile temasa geçildi, katkı ve katılım daveti yapıldı. Tüm bunların sonucu olarak, yurdun farklı bölgelerinden öğrencisinden kamu görevlisine, öğretim elemanlarından özel sektöre pekçok e-posta ve telefon aldık katılım konusunda.

EARSeL başkanı ve genel sekreteri ile Avusturya'dan bir profesör de davetli konuşmacı olarak UZAL-CBS'ye katılacak. Sonuçta, sunumlarıyla, paneliyle, stantları ile herkese yararlı olacak; bize, Üniversitemize, İTÜ'ye ve HKMO'ya yakışır bir etkinlik olacağına inandığımız UZAL-CBS'yi düzenliyor olmaktan dolayı mutluyuz, onurluyuz. Sizlerin de katılımını bekleriz.

UZAL-CBS 2012 hakkında tüm bilgilere: http://jeodezi.karaelmas.edu.tr/uzalcbs2012 adresinden ulaşabilirsiniz.

Görüşmek üzere...

7 Eylül 2012 Cuma

5 Eylül 2012 Çarşamba

Lisans kayıtları başladı!



Lisans kayıtları başladı ve ben 15 yıl önceye gidiverdim yine!... Birçoğu için yeni bir şehir, yeni bir yaşam, yeni bir umut. Kimileri kazandığı bölüm ve üniversiteden dolayı mutlu kimileri mutsuz, kimileri kararsız. Yatay ve dikey geçişi düşünen de var, birkaç sene uzatıp keyfime bakarım diyen de!... Nerede kalınacak, kimlerle arkadaş olunacak, haftasonu veya tatillerde sık sık "memlekete" gidilebilinecek mi ya da evde bekleyen anne-babaya "Ne bahane uydursam da gitmesem?" denilecek. Haftasonları çevredeki güzellikler gezilecek.

Hemen hemen her sene 1. sınıfta dersim olduğundan, ilk ders saatini genellikle "yeni" arkadaşlara "abi nasihati" şeklinde sohbete ayırırdım. Ama bu sene onlara dersim olmadığından birkaç küçük deneyimi ve farklılığı paylaşmak istedim. Yoksa uzun uzun nasihat etmeyi seven birisi değilim. En güzel deneyim, yaşayarak edinilen keza...

Onlara sadece iki konuda birkaç cümle söyleyeceğim. Birincisi, artık üniversitedeler, yani yüksek öğrenime adım attılar. Bunun, önceki eğitimlerinden en büyük farkı, bir ders için sadece bir ders kitabı takibinin yapılmaması, hatta hiç yapılmaması. Ulaşılabilir tüm kaynaklar, yani Üniversite Kütüphanesi, Bölüm Kitaplığı, İnternet, kişisel kütüphanelerimiz vs. tüm dersler için kullanılabilir. Araştırarak öğrenmeyi ve ezberlememeyi eğer temel ilke edinirlerse kazançlı çıkarlar. Ha bir de önceki senenin sınav sorularına çalışmaktan da kaçınmak gerek.

İkinci konu: ölçme aleti kullanma konusu. Bizim mesleğimizde bir konu var hep tartışılan: Biz alet operatörü yetiştirmiyoruz/istemiyoruz/olmayacağız diye. Doğrudur. Siz alet operatörü olarak eğitilmiyorsunuz, siz mühendis olacaksınız. Ama sizin alet operatörlerinizin nasıl ölçüm yaptığını, nerelerde hata yapabileceğini, nerelerde kaytarabileceğini ancak iyi bir alet operatörü olursanız bilirsiniz. Aksi halde ipleri onun eline verirsiniz. Ancak mezun olunca sadece alet operatörlüğü yaparak para kazanmak öncelikle sizi ilgilendiren ama meslek açısından pek de hoş olmayan bir tercihtir.

Kapım ve tüm bilgim herkese açıktır.

Sağlıcakla kalın, yeniden hayırlı olsun.

Dr. Hüseyin TOPAN